Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliği Hakkında

Geçtiğimiz günlerde SPK tarafından Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliği yayımlandı ve eko sistemde kitlesel fonlama yani dünyada bilinen adlarıyla crowdfunding – crowdsourcing konularda bir heyecan yarattı. Hepimizin arzusu bizim ülkemizde de dünya çapında çok başarılı olan bu model ile yeni bir yatırım  imkanının önünün açılması elbette. Aşağıdaki yazı meslektaşım Av. Gökhan Yüksel tarafından tebliğ ele alınarak hazırlandı. Umarız ilgililere faydalı olur.

GENEL OLARAK

Geleneksel fonlama yöntemlerine alternatif bir yöntem olarak ortaya çıkan, temelinde, yaratıcı projelerin hayata geçirilebilmesi için kitlelerin gücünden ve Web 2.0 uygulamalarından faydalanan kitle fonlamaya (crowdfunding) ilişkin Türkiye’de ilk yasal düzenleme, 28.11.2017 tarihinde 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda (“Kanun”) yapılan değişiklik ile gerçekleştirilmiştir.

Bu düzenleme ile kitle fonlamasına aracılık eden ve elektronik ortamda hizmet veren kitle fonlaması platformlarının kurulması ve faaliyete başlaması Sermaye Piyasası Kurulu’nun (“Kurul”) iznine tabi tutulmuş olup, platformların kuruluşlarına, ortaklarına, pay devirlerine, çalışanlarına, her bir fon sağlayıcısı tarafından yatırılabilecek veya proje sahipleri ile girişim şirketleri tarafından toplanabilecek paranın azami limitine ve faaliyetleri sırasında uymaları gereken diğer ilke ve esaslar ile toplanan fonların ilan edilen amacına uygun olarak kullanıldığının kontrolü ve denetimine ilişkin esaslar hususunda ikincil düzenleme yapma yetkisi de Kurul’a verilmiştir.

Kanun düzenlemesi kitle fonlamanın hangi türlerinin mevzuat kapsamında yapılabileceği ve ne şekilde gerçekleşeceği konusunda detaylı hükümler içermediğinden, bu hususların Sermaye Piyasası Kurulu tarafından ikincil mevzuat ile düzenlenmesi ihtiyacını doğurmuştur.

Kurul nezdinde yürütülen ikincil düzenleme çalışmaları sonucunda, yaygın olarak kullanılan ödül ve bağış temelli kitle fonlama türleri kapsam dışı bırakılarak ortaklığa dayalı kitle fonlaması modelinin sermaye piyasası mevzuatına entegre edilmesi amacıyla düzenlenen Sayılı Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliği’ne kılavuzluk etmesi için III-35/A.1 Sayılı Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliğ Taslağı (“Taslak”) hazırlanmıştır. Taslak, Kurul tarafından tüm kişi ve kuruluşların paylaşımına açılarak Taslak’a ilişkin görüş ve öneriler Kurul tarafından toplanmıştır. Okumaya devam et “Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliği Hakkında”

Türk Hukuku’nda Elektronik Para Kuruluşları

12.09.2019

Elektronik parayı fon karşılığında piyasaya ihraç edilen, ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve piyasaya süren dışındaki kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değer olarak tanımlayabiliriz.

Kanun, Elektronik Parayı “ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değer” olarak tanımlar.

Türk Hukukunda, Elektronik Para Kuruluşu olarak nitelendirilen tüzel kişilerin denetim ve faaliyetlerini düzenleme altına almak amacıyla 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun (“Kanun”) 27 Haziran 2013 tarihine resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun’a ek olarak uygulanmakta olan Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”), Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşlarının Bilgi Sistemlerinin Yönetimine ve Denetimine İlişkin Tebliğ (“Tebliğ”) ve Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (Sıra No:5)’nde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğ (Sıra No: 16) de mevzuatta yer almaktadır. Burada sayılanların dışında başkaca tebliğ ve yönetmelikler de mevcut olup yeri gelince ilgili mevzuata değinilecektir.

Bu mevzuatlarda da açıkça yer aldığı üzere elektronik para kuruluşlarının yetkilendirmesi ve faaliyetlerinin denetlenmesi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (“BDDK” veya “Kurum”) sorumluluğundadır.

Bu çalışmamızda maddeler halinde Elektronik Para Kuruluşları açısından önem arzeden hususlara değineceğiz. Bu çalışmanın sektör içinden ya da dışından, bu konuya ilgi duyan profesyoneller ve hukukçulara ya da bu alanda faaliyet göstermek isteyen kişi ve kurumlara faydalı olmasını umarız. Mümkün olduğunca yalın bir dil kullanmaya gayret ettiğimiz bu çalışmamızın, özellikle uygulamaya dönük derli toplu hazırlanmış fazlaca kaynak olmadığını göz önüne aldığımızda ilgililere faydalı olacağını düşünüyoruz. Okumaya devam et “Türk Hukuku’nda Elektronik Para Kuruluşları”

Mor İnek

Bu yazıyı yazmayı bir süredir düşünüyordum. Aslında E-Ticaretle, internet hukukuyla ilgili bir konu değil. Bu blogda konu dışında pek yazı yazmadım ama bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle bu yıl büromuza çok fazla staj başvurusu geldi. Günde ortalama 3 tane başvuru geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bu başvuruların da herhangi bir stajyer arayışımız olmadığı dönemlerde geldiğinin de altını çizeyim. Aslında yazmak istediğim özetle şu; “Nasıl fark yaratıp dikkat çekersiniz?” Evet bu önemli bir soru. Bir düşünsenize onlarca özgeçmiş alan bir posta kutusunda- ki aynı posta kutusuna her gün yüzlerce başka e-posta geldiğini de düşünün- nasıl dikkat çekeceksiniz? Okumaya devam et “Mor İnek”

E-Ticarette Güven Damgası Düzenlemesinin Getirdikleri

Bir süredir konuşulan Güven Damgası uygulaması 06 Haziran 2017 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Elektronik Ticarette Güven Damgası Hakkında Tebliğ” (“Tebliğ”) ile yürürlüğe girmiş oldu. Öncelikle herkesin aklındaki bir soru işaretini giderelim. Güven Damgası almak zorunlu değil. İsteyen E-Ticaret şirketleri Tebliğ’deki şartları sağlamak koşuluyla güven damgası almak için başvurabilecek.

Güven damgası, Tebliğ’de belirtilen şartları sağlayan e-ticaret şirketlerine verilecek ve şirketin internet sitesinde uygun gördüğü alanlara koyabileceği bir işaret olarak tanımlanıyor. Bu damganın yer aldığı e-ticaret sitelerinin güvenli (!!!!) olduğunu varsayabileceğiz. Yazımın devamında güvenli olup olmadığı konusunda görüşlerime yer vereceğim.

Okumaya devam et “E-Ticarette Güven Damgası Düzenlemesinin Getirdikleri”

Türk Hukukunda Ödeme Kuruluşları

ÖDEME KURULUŞU MEVZUATI HAKKINDA DEĞERLENDİRME

Ödeme kuruluşu, elektronik ortamda yapılan ödemelere ilişkin olarak işlemlerin gerçekleştirilmesi esnasında sunduğu altyapı aracılığı ile ödeme hizmeti sağlayan tüzel kişileri ifade etmektedir. Bu kapsamda, elektronik ortamda hizmet veya ürün alınması sırasında gerçekleştirilen ödemeler ödeme kuruluşu tarafından sağlanan sistem vasıtası ile bankacılık işlemlerinin tamamlanması olarak da ifade edilebilecektir.

Ödeme kuruluşu olarak nitelendirilen tüzel kişilerin denetim ve faaliyetlerini düzenleme altına almak amacıyla, 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun (“Kanun”) düzenlenerek 27 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanun’a ek olarak uygulanmakta olan Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) ile birlikte Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşlarının Bilgi Sistemlerinin Yönetimine ve Denetimine İlişkin Tebliğ (“Tebliğ”) de mevzuatta yer almaktadır.

Bu mevzuatlarda da açıkça yer aldığı üzere ödeme kuruluşlarının yetkilendirilmesi ile faaliyetlerinin denetlenmesi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (“BDDK” veya “Kurum”) sorumluluğundadır.

Okumaya devam et “Türk Hukukunda Ödeme Kuruluşları”

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Neler Getiriyor?

Sonda yazacağım şeyi başta yazacağım bu kez. Bu Kanun yani 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) yaptırım olarak ceza hukuku yaptırımlarını öngördüğünden oldukça dikkat edilmesi gereken bir yasa metni. Yani özetle Kanun’a aykırı bir çok davranışta kendinizi savcının ya da ceza hakiminin karşısında bulabilirsiniz. Bu nedenle KVKK kapsamında hazırlık yaparken iki kere dikkatli olmak ve son derece iyi hazırlık yapmak şart. Peki bu hazırlık nasıl yapılacak? Öncelikle şirketinizin temas ettiği kişisel verilerin niteliğini ve büyüklüğünü etüt etmenizde fayda var. Gerçekten çok fazla kişisel veriye temas eder haldeyseniz işin uzmanlarından profesyonel bir danışmanlık almanız da kaçınılmaz. Ama işlediğiniz veriler kişisel veri niteliğinde değilse ya da miktar olarak azsa belki biraz daha basit çalışmalarla işinizi yürütebilirsiniz. Bu yazımda hukuki detaylara girmeksizin KVKK’da açıklanan hususlarda şirketlere yol gösterici nitelikle mümkün olduğunda yalın bir bilgi seti vermeye çalışacağım. Elbette burada yazılanlar sadece bir ışık tutma amacıyla kaleme alınan bilgi ve düşüncelerdir. Her şirketin kendi özelinde kişisel veri akışlarını değerlendirmesi ve ona göre çözümler üretmesi gereklidir. Okumaya devam et “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Neler Getiriyor?”

14 Soruda Kişisel Verilerin Korunması Kanunu

10.05.2016

Kişisel veri ne anlama geliyor? Neden kişisel verilerin korunması çok önemli? 

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 07 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun’da yer alan tanıma göre Kişisel Veri; en yalın haliyle, kimliği belirli veya belirlenebilir, gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade etmektedir. Bu tanıma göre sadece gerçek kişilere ait Kişisel Veri Kanun kapsamına alınmakta olup bu kişilerle ilişkilendirilerek kimliği belirlemeye yetecek bir bilgi dahi Kişisel Veri olarak sayılacak ve Kanun kapsamında korunacaktır. Kanunun gerekçesinde ise “Kişisel verilerin, sadece bireyin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgiler değil, aynı zamanda kişinin akli, psikolojik, fiziki, kültürel, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin veriler olduğu ifade edilmiştir. İsim, telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, genetik bilgiler gibi veriler dolaylı da olsa kişiyi belirlenebilir kılabilme özellikleri nedeniyle kişisel verilerdir” açıklamasına yer verilmiştir. Görüldüğü üzere kanunu gerekçesiyle birlikte değerlendirdiğimizde kapsamlı bir kişisel veri tanımı ortaya çıkmaktadır.

Kişisel Verilerin korunması demokratik hukuk devletleri için önem arz eden bir husustur. Zira demokratik ülkelerde özel hayatın gizliliği esastır. Gelişen teknoloji ile birlikte vatandaşların özel hayatlarını ve bilgilerini gizli tutmaları son derece zor bir hale gelmiştir. Bu bilgilerin ve vatandaşların korunma hakkının güvence altına alınması hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Keza 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu da gücünü Anayasamızın Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması başlıklı 20. maddesinden almaktadır. Okumaya devam et “14 Soruda Kişisel Verilerin Korunması Kanunu”

Hizmet Sağlayıcılar ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Yönetmeliği

02.09.2015

Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcılar ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) 26.08.2015 Tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kişi ve kurumlar için bir takım ön hazırlık gerektiren 5-6-7-8 maddelerdeki (aşağıda detaylarına yer verilmiştir) yükümlülüklerin yerine getirilmesi için ise 3 (üç) aylık bir süre verilmiştir.

Yönetmelik metninde daha evvel yayımlanan taslak metinle kıyasladığımızda E-Ticaret oyuncularının yararına olacak şekilde bir takım düzeltmeler yapıldığını görüyoruz. İşbu Bilgi Notu’nda hukuki detaya girilmeden ve daha evvel yayımlanan Yönetmelik Taslağı ile herhangi bir karşılaştırma yapılmadan özet olarak getirilen yeniliklere yer verilecektir.

YÖNETMELİK HAKKINDA DEĞERLENDİRME

Yönetmelik hakkında daha doğru bir değerlendirme yapabilmek için bazı tanımlara yer vermeyi uygun buluyoruz. Yönetmelik kapsamında başkaca tanımlar da yer almakta olup burada sadece özellikle dikkat edilmesi gerektiğini düşündüğümüz tanımlara değinilmiştir.

Aracı Hizmet sağlayıcı: Başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişileri,

Hizmet sağlayıcı: Elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişileri,

Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) : Elektronik iletilerin gönderimi ve teslimatı da dâhil olmak üzere kullanımına ilişkin olarak hukukî delil sağlayan, elektronik postanın nitelikli şeklini,

Onaylanmış Telefon Numarası: Hizmet sağlayıcı tarafından beyan edilen ve aracı hizmet sağlayıcı tarafından gönderilen bir doğrulama koduyla onaylanan numarayı ifade etmektedir.

Bu tanımlarla ilgili olarak Hizmet Sağlayıcı’nın doğrudan E-Ticaret faaliyetinde bulunan kişi ya da kurumlar olduğu, Aracı Hizmet Sağlayıcı’nın ise bu yönetmelik kapsamında Pazar yeri iş modeli ile çalışan kişi ya da kurumlar olduğunu anlıyoruz. Bu ayrıma dikkat etmek Yönetmelik kapsamında aşağıda vereceğimiz bilgilerin doğru anlaşılması açısından önem arzetmektedir.

 

 

  1. HİZMET SAĞLAYICININ BİLGİ VERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Hizmet Sağlayıcılar, Yönetmelik kapsamında iki farklı alan hizmet vermek üzere ayrıma tabi tutulmaktadır. (i) doğrudan kendine ait e-ticaret ortamında hizmet veren, (ii) Aracı Hizmet Sağlayıcı üzerinde hizmet veren.

 

  • Kendine ait e-ticaret ortamında hizmet veren ve Tacir veya Esnaf olan Hizmet Sağlayıcı aşağıda sayılan bilgileri kendilerine ait e-ticaret ortamında bulundurmak zorundadır.
    • Tebligata elverişli KEP adresi, elektronik posta adresi ve telefon numarası ile varsa işletme adı veya tescilli marka adı.
    • Mensubu olduğu meslek odası ve varsa üyesi olduğu sektörel kuruluşlar ile meslekle ilgili davranış kuralları ve bunlara elektronik olarak ne şekilde ulaşılabileceğine ilişkin bilgiler.
    • Tacir ise ayrıca ticaret unvanı, MERSİS numarası ve merkez adresi.
    • Esnaf ise ayrıca adı ve soyadı, vergi kimlik numarası ve merkez adresi

 

  • Tacir ya da esnaf olmayan Hizmet Sağlayıcı ise kendine ait e-ticaret ortamında;
    • Ad-Soyad veya unvanını
    • Merkez adresini
    • Tebligata Elverişli KEP adresini
    • E-Posta adresi ve telefon numarasını vermelidir.

 

Hizmet Sağlayıcı burada sayılan bilgileri ana sayfası üzerinde yer alan “İletişim” başlığı altında vermelidir.

 

  • Aracı Hizmet Sağlayıcı üzerinden hizmet veren ve Tacir ya da Esnaf olan Hizmet Sağlayıcı’nın vermesi gereken bilgiler:
    • Ticaret unvanı, işletme adı veya tescilli marka adı bilgilerinden en az biri.
    • Tebligata elverişli KEP adresi.
    • Esnaflar için vergi kimlik numarası, tacirler için MERSİS numarası.
    • Merkez adresi ve onaylanmış telefon numarasının aracı hizmet sağlayıcıda bulunduğuna ilişkin bilgi.

 

  • Aracı Hizmet Sağlayıcı üzerinden hizmet veren ve Tacir ya da Esnaf olmayan Hizmet Sağlayıcı’nın vermesi gereken bilgiler:
    • Adı ve soyadı.
    • İkametgâhının bulunduğu il.
    • Merkez adresi ve onaylanmış telefon numarasının aracı hizmet sağlayıcıda bulunduğuna ilişkin bilgi.

 

Hizmet Sağlayıcı (c) ve (d) kısımların sayılan bilgileri, Aracı Hizmet Sağlayıcı tarafından tahsis edilen alanda yani uygulamada bilinen adıyla Satıcının mağaza sayfasında vermelidir.

 Yukarıda değinilen Merkez Adresi ve onaylanmış telefon numarasına ise açıkça yer verilmeyecek sadece bu bilgilerin Aracı Hizmet Sağlayıcı’da var olduğuna ilişkin bir bilgilendirme yapılacaktır. Yani Pazar Yeri iş modeli ile iştigal eden kişi ya da kurumların haklı olarak istemediği, telefon ve adres bilgisine yer verilmesi söz konusu değildir.

 

İşbu (1) nolu bölümde saydığımız bilgilerin güncel olmasından Hizmet Sağlayıcı sorumludur. Herhangi bir bilgide değişiklik olması halinde değişikliğin olduğu gün derhal gerekli güncelleme yapılmalıdır. Ayrıca verilen tüm bilgilerin doğruluğundan Hizmet Sağlayıcı sorumludur. Yani Aracı Hizmet Sağlayıcı hiçbir şekilde girilen bilginin doğruluğunu kontrolünü yapmayacaktır. Aracı Hizmet Sağlayıcı’nın yapması gereken üç husus; (i) Hizmet Sağlayıcı’nın bu bilgileri girmesi için gereken teknik imkanı sağlamak, (ii) Merkez adresi bilgisini almak, (iii) Hizmet Sağlayıcı tarafından verilen telefon numarasının doğruluğunu teyit etmektir.

 

Eleştiri: Yukarıda tanım kısmında verdiğimiz Onaylanmış Telefon Numarası ibaresi, Yönetmeliği hazırlayanlar tarafından biraz sıkıntı yaratır şekilde kaleme alınmıştır. Bu numaraya bir doğrulama kodu gönderilere onaylanmaktan bahsedilmekte olup sabit telefon numarası niteliğindeki numaralara bir doğrulama kodu gönderilmesi bildiğimiz kadarıyla teknik açıdan mümkün değildir. Bu tanım yazılırken sadece mobil telefonlar düşünülere hazırlanmış bir tanım olduğunu düşünmekteyiz. Bu durumda sabit numaraların onaylanması için ne şekilde hareket etmek gerektiğini konusunda Bakanlık’tan bir açıklama gelmesi faydalı olacaktır.

 

  1. ARACI HİZMET SAĞLAYICILARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

 Yukarıda, Yönetmelik kapsamında Aracı Hizmet Sağlayıcı olarak Pazar yeri iş modeli ile çalışan şirket ve kişilerin anlaşıldığını belirtmiştik. Bu kısımda vereceğimiz bilgiler ve zorunluluklar da doğrudan Aracı Hizmet Sağlayıcılara yüklenen yükümlülükler olarak Yönetmelik’te belirtilmiştir.

 

  • Aracı Hizmet Sağlayıcılar da aynen Hizmet Sağlayıcı gibi işbu bilgi notunun 1. Bölümünde (a) ve (b) olarak belirtilen kısımlarda verilen bilgilerden Tacir ya da esnaf olup olmama kriterine göre belirlenecek olanlara ana sayfa içinde İletişim başlığı altında yer verir.

 

  • Aracı hizmet sağlayıcı, elektronik ticaret ortamı sunduğu Hizmet Sağlayıcıya ilişkin bilgilerin, Hizmet Sağlayıcıya tahsis edilen alanda gösterilebilmesi ve güncellenebilmesi için gerekli teknik imkânları sağlar.

 

  • Aracı Hizmet Sağlayıcı, Hizmet Sağlayıcının elektronik ticaret faaliyetine başlamasından önce Yönetmelik kapsamında vermesi gereken bilgileri vermesini sağlar.

 

  • Aracı Hizmet Sağlayıcı, hizmet sunduğu elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içeriği kontrol etmek, bu içerik ve içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.

 

Aracı Hizmet Sağlayıcılar’ın bir diğer yükümlülüğü olarak Hizmet Sağlayıcı’nın vermesi gereken bilgileri vermesi noktasında bir sorumluluk dikkati çekmektedir. Sorumluluğun niteliği tam olarak anlaşılamamakla birlikte, bir Pazar yeri, kendi e-ticaret alanında satış yapan bir satıcıdan işbu bilgi notu (1) (a) ve (b) kapsamında yer alan bilgileri ilgili alana girmeden satış yapmasına izin vermeme gibi bir sorumlulukla karşı karşıya kalmaktadır.

 

  1. İŞLEM REHBERİ

 Yönetmelik kapsamında ister kendine ait e-ticaret alanında satış yapsın isterse de Aracı Hizmet Sağlayıcılar üzerinden satış yapsın tüm Hizmet Sağlayıcıların “İşlem Rehberi” adında bir metin oluşturup buna ana sayfada yine İşlem Rehberi başlığı altında yer vermeleri gerekmektedir. İşlem Rehberi’nin içermesi gereken asgari içerik şu şekildedir;

 

  • Sözleşmenin kurulabilmesi için mal ve hizmetin seçilmesi, teslimat ve ödeme bilgilerinin girilmesi ile siparişin onaylanması gibi gerekli aşamaları gösterir şekilde teknik adımlar,

 

  • Elektronik ticarete ilişkin sözleşmenin, elektronik ortamda saklanıp saklanmayacağı ile bu sözleşmeye alıcının daha sonra aynı ortamda erişiminin mümkün olup olmayacağı ve bu erişimin ne kadar süreyle sağlanacağına ilişkin bilgi,

 

  • Alıcının siparişi vermeden önce veri girişindeki hatalarını açık ve anlaşılır bir şekilde belirleyebilmesi ve düzeltebilmesi amacıyla özet sipariş formu ile geri al ve değiştir gibi teknik araçların sunulacağına ilişkin bilgi,

 

  • Elektronik ticaret işlemleri nedeniyle elde ettiği kişisel verilere ilişkin gizlilik kuralları,

 

  • Alıcıyla arasında uyuşmazlık çıkması halinde varsa alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmaları.

 

Burada belirtilen açıklamalar aslında Tüketici mevzuatına uygun davranan her e-ticaret sitesinde hali hazırda birkaç farklı alanda yer almaktadır.

 

  1. SİPARİŞE İLİŞKİN YÜKÜMLÜLÜKLER

 

Tüm Hizmet Sağlayıcılar mal ve hizmet siparişleri esnasında aşağıda belirtilen hususları sağlamak zorundadır;

 

  • İkinci el malların ayrı kategoride satışa sunulmasını,

 

  • Verilen siparişin onaylanması aşamasında ve ödeme bilgilerinin girilmesinden önce, vergi ve teslimat masrafları da dâhil olmak üzere alıcının ödeyeceği toplam bedelin ve sözleşmenin diğer şartlarının alıcı tarafından açıkça görülmesini,

 

  • Mal veya hizmetin toplam bedeli, fiyatın hesaplanma usulü ve teslimat masrafları önceden belirlenemiyorsa buna ilişkin ek masrafların ödenebileceği bilgisini,

 

  • Siparişin onaylanmasından önce alıcıların veri giriş hatalarını belirleyebilmesi için sipariş özetini ve bu hatalarını düzeltebilmesi için geri al ve değiştir gibi uygun, etkili ve kolay erişilebilir teknik araçları,

 

  • Sözleşme hükümlerinin ve genel işlem şartlarının, alıcı tarafından yeniden görülebilmesi, basılı bir şekilde kullanılabilmesi ve saklanabilmesi amacıyla söz konusu hususların alıcıya fiziki veya elektronik ortamda gönderilmesini,

 

  1. SİPARİŞİN TEYİDİ

 Aracı hizmet sağlayıcı ve kendine ait elektronik ortamda satış yapan hizmet sağlayıcı siparişi aldığını, işlemin yapıldığı ağ üzerinden ve ayrıca elektronik posta, kısa mesaj, telefon araması, faks gibi araçlardan en az biriyle gecikmeksizin alıcıya bildirir.

 

Buna göre hem Aracı Hizmet Sağlayıcı hem de Hizmet sağlayıcı sipariş teyidinden sorumlu kılınmıştır. Hali hazırda da zaten bir çok site üzerinden sipariş teyitleri hem siparişin verildiği sayfada hem de e-posta aracılığıyla yapılmakta olduğundan uygulama açısından büyük değişiklik getirecek bir durum olmayacak gibi görünmektedir.

 

  1. İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ VE KAYITLARIN SAKLANMASI

Şikâyet konusu işlemlerde ispat yükümlülüğü, hizmet sağlayıcı ve/veya aracı hizmet sağlayıcıya aittir. Yani Aracı Hizmet Sağlayıcı üzerinden gerçekleşen satışlar için olası bir şikayette Bakanlık tarafından Aracı Hizmet Sağlayıcı’ya da bilgi sorulabilecektir. Bunun dışında Hizmet Sağlayıcı ister doğrudan kendi e-ticaret ortamında satış yapsın isterse bir pazar yeri vasıtasıyla yapsın her iki ihtimalde de ispat anlamında sorumludur.

 

Bir Elektronik Ticaret işlemine ilişkin kayıtlar işlem tarihinden itibaren 3 (üç) yıl süreyle saklanmak zorundadır. Bu durum Tüketici Mevzuatı kapsamında da aynı süre olduğu için uygulamada büyük probleme yol aşacak türden gözükmemektedir.

 

  1. UYGULAMAYA GİRİŞ SÜRELERİ VE SONNOT

 İşbu bilgi notunda Hizmet Sağlayıcı’ya getirilen yükümlülükler Yönetmelik’in yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 (üç) ay içinde yerine getirilmelidir. Yani sektörün yararına olarak bir geçiş hükmü öngörülmüştür.

 

Yönetmelikte yer alan şikayet ile ilgili kısımlara, standart prosedür tanımlanmış olduğundan bu bilgi notunda yer verilmemiş olup ilgilenenler için bu linke tıklanıp (http://www.bb-legal.com/uploads/2015/08/Yonetmelik_ETHSAHS.pdf) Yönetmelik tam metnine ulaşılarak 12-13-14-15 numaraları maddeler incelenebilir.

İzinli Pazarlama Yönetmeliği

02.09.2015

Başlıkta her ne kadar İzinli Pazarlama Yönetmeliği olarak belirtsek de tam adı Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) olup 15.07.2015 Tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak, yayım tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Önemle belirtmek isteriz ki, Yönetmelik içerisinde yürürlüğe ilişkin bir geçiş hükmü bulunmamakta, aksine ilgili yürürlük maddesinde açıkça yayımı tarihinde yürürlüğe girdiği belirtilmektedir. Bu nedenle 15.07.2015 itibariyle Yönetmelik kapsamında tüm hususlara uygun davranılması gerekmektedir.

Daha evvel tarafınıza Yönetmelik Taslağı hakkında bilgilendirme yapılmış olup, işbu Bilgi Notu’nda hukuki detaya girilmeden ve daha evvel yayımlanan Yönetmelik Taslağı ile herhangi bir karşılaştırma yapılmadan özet olarak getirilen yeniliklere yer verilecektir.

Yönetmelik Hakkında Değerlendirme

Bu Yönetmelik kapsamında gönderilecek Ticari elektronik İletiler için genel prensip, Hizmet sağlayıcının, mal ve hizmetlerini tanıtmak, pazarlamak, işletmesini tanıtmak ya da kutlama ve temenni gibi içeriklerle tanınırlığını artırmak amacıyla Alıcıların elektronik iletişim adreslerine gönderdiği Ticari elektronik iletiler için kendisi tarafından önceden onay alınması gerektiğidir. Onay, Alıcı tarafından reddetme hakkı kullanılıncaya kadar geçerlidir. Buradan hareketle Yönetmelik’in önemli noktaları aşağıda yer almaktadır.

Yönetmelik’in kapsamının daha anlaşılır olması adına öncelikle bazı teknik ifadelerin ne anlama geldiğine yer vermek isteriz:

Alıcı: Tüketiciyi ya da mesleki veya diğer amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,

Aracı Hizmet sağlayıcı: Başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişileri,

Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı

Elektronik iletişim adresi: Elektronik posta ve telefon numarası gibi elektronik ortamda münhasıran iletişim kurmayı sağlayan adresi,

Elektronik iletişim araçları: İnternet ve diğer iletişim ağları üzerinden iletilerin gönderilmesine, alınmasına veya saklanmasına imkan sağlayan bilgisayar, telefon, faks, otomatik arama makineleri gibi her türlü cihazı,

Hizmet sağlayıcı: Elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişileri,

MERSİS: Merkezi Sicil Kayıt Sistemini,

Ticari elektronik ileti: Telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri ifade etmektedir.

 

  1. Yönetmelik Kapsamı

İşbu Yönetmelik aşağıda sayılanlar dışında, elektronik iletişim araçlarıyla yapılan her türlü ticari iletişimi kapsamaktadır. Aşağıda sayılan durumlarda ise Yönetmelik hükümleri uygulama alanı bulmayacaktır:

 

  • 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamındaki işletmecilerin abone ve kullanıcılarına; münhasıran kendi mal ve hizmetlerini tanıtmak, pazarlamak ya da işletmesini tanıtmak amacıyla gönderdiği Ticari elektronik iletilere,
  • Vakıf üniversitelerinin öğrencilerine ve bunların velilerine gönderdiği iletilere,
  • Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile kamuya yararlı dernekler ve vergi muafiyeti sağlanan vakıfların, kendilerine ait ticari işletmelerin faaliyetleriyle ilgili olarak üyelerine gönderdiği iletilere,
  • 15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun hükümlerine göre radyo ve televizyon yayıncılığı yapan kuruluşlarca, kamuoyunu bilgilendirmek ve eğitmek amacıyla yapılan yayın hizmetlerine ilişkin bilgilendirme iletilerine,
  • Devlet, mahalli idareler ve diğer kamu tüzel kişilerinin kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla gönderdikleri iletilere.

 

  1. Mevcut Veri tabanlarının Durumu

Yönetmelik Geçici Madde 1 ile 6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (“Kanun”)’un yürürlüğe giriş tarihi olan 01.05.2015 öncesinde ya da Yönetmelik’in yürürlük tarihi olan 15.07.2015 öncesinde oluşturulan veri tabanlarının hangi şartlarda izinli veri tabanı olduğunu da belirlemiştir. Buna göre;

 

  • 15.07.2015 tarihinden önce Alıcının açık izin beyanını içerir şekilde alınan onaylar ile oluşturulan veri tabanları geçerli kabul edilmektedir.
  • 01.05.2015 tarihinden önce Hizmet sağlayıcı ve Alıcı arasında doğrudan mal veya hizmet teminine yönelik işlemler sırasında Alıcının elektronik iletişim adresini vermesi ile oluşturulan veri tabanlarının onaylı olduğu kabul edilir. Bu şekilde verilen onaylar; acente, özel yetkili ya da bayi işletme için verilmiş ise sözleşmenin diğer tarafı için de verilmiş kabul edilir. Bu fıkra kapsamında istisnai bir durum da yer almaktadır. Bu şekilde onaylı olarak kabul edilen veri tabanlarına, 15.07.2015 sonrasında, çıkış hakkı da verilerek gönderilecek ilk Ticari elektronik ileti içerisinde Alıcının, gönderene ait veri tabanında kayıtlı olduğu bilgisinin açıkça verilmesi gereklidir.
  • 01.05.2015 Tarihi öncesinde başkaları adına ileti göndermeye onay alan kurumlar vasıtasıyla ileti gönderilmiş olması durumunda, adına ileti gönderilen kişilerin bu veri tabanına 15.10.2015’e kadar bir kereye mahsus olmak üzere izin iletisi göndermesine imkan tanındı. Bu iletinin içinde 01.05.2015 öncesinde gönderilen iletide genel onayın kim tarafından alındığı bilgisine de yer verilmesi şartı getirilmiştir. Bu kapsamında gönderilen izin iletisine Alıcının sessiz kalmış olması durumunda, izin vermediği varsayılacaktır.

 

  1. Onay Gerektirmeyen Durumlar

Yönetmelik kapsamında gönderilecek bazı Ticari elektronik iletiler için Alıcının önceden onay vermiş olmasına gerek bulunmamaktadır. Buna göre aşağıda sayılan kapsamda gönderilecek iletiler için Gönderenin ön onay almadan gönderim yapması mümkündür:

 

  • Alıcının kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla iletişim bilgilerini vermesi halinde, temin edilen mal veya hizmetlere ilişkin değişiklik, kullanım ve bakıma yönelik Ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmaz.
  • Devam eden abonelik, üyelik veya ortaklık durumu ile tahsilat, borç hatırlatma, bilgi güncelleme, satın alma ve teslimat veya benzeri durumlara ilişkin bildirimleri içeren iletiler ile Hizmet sağlayıcıya ilgili mevzuatla getirilen bilgi verme yükümlülüğü durumlarında önceden onay alma zorunluluğu aranmaz. Ancak bu tür bildirimlerde herhangi bir mal veya hizmet özendirilemez veya bunların tanıtımı yapılamaz.
  • Tacir veya esnaf olan Alıcıların elektronik iletişim adreslerine gönderilen Ticari elektronik iletiler için önceden onay alınması zorunlu değildir. Ancak tacir ve esnafların reddetme hakkını kullanması halinde onayları alınmadan Ticari elektronik ileti gönderilemez. Bu madde kapsamında tacir ve esnafların kim olduğu sorusu halen netleşmiş değildir. Doktor, avukat, eczacı gibi meslek gruplarının esnaf kapsamına girip giremeyeceği konusu halen tartışmalı olup bu haliyle esnaf olarak kabul edilmeyecekleri sonucu çıkmaktadır.
  • Sermaye piyasasına ilişkin mevzuat uyarınca aracılık faaliyetinde bulunan şirketlerce müşterilerine bilgilendirme amaçlı gönderilen Ticari elektronik iletiler için onay alınması zorunlu değildir.

 

  1. Onay Şekli

Onay yani Alıcı tarafından kendisine Ticari elektronik ileti gönderilmesine verilen izin, yazılı ya da her türlü elektronik iletişim aracıyla alınabilir. Onay içeriğinde Alıcının, Ticari elektronik ileti almayı kabul ettiğine ilişkin açık beyanı, adı soyadı ve iletişim adresi mutlaka yer almalıdır. Onay alınırken dikkat dilecek hususlar şunlardır;

 

  • Elektronik ortamda alınan onayda, onayın alındığı bilgisi reddetme imkanı da olan bir ileti ile Alıcıya aynı gün içinde bildirilmelidir.
  • Alıcının iletişim adresine onay maili gönderilerek onay istemek mümkün değildir.
  • Onayın abonelik, satış, üyelik gibi bir sözleşmenin içinde alınması mümkündür. Eğer bu şekilde alınacaksa sözleşmenin sonunda Ticari elektronik ileti başlığı ile en az 12 punto büyüklükte ayrıca ve açıkça bu husus yazılır ve bu kısım için ayrı bir kabul imkanı tanınır.
  • Onay metni kabulü önceden seçili (pre click) olarak gelemez. Alıcı onay vermeden den ilgili işleme devam etmesi sağlanmalıdır.
  • Acentelik, özel yetkili işletme ya da bayilik sözleşmesindeki taraflardan birine verilen onay; bu sözleşmeye konu mal, hizmet veya marka ile sınırlı olarak sözleşmenin diğer tarafı için de verilmiş kabul edilir.
  • Hizmet sağlayıcı, aldığı onayı, kendi mal veya hizmetleri ile birlikte olmak kaydıyla promosyon olarak sunulan mal ve hizmetler için de kullanabilir. Ancak bu promosyon ilişkisinin bir sözleşmeye bağlı olma şartı aranır.

 

  1. Ticari Elektronik İletinin İçeriği

Ticari elektronik iletinin içeriğinin Alıcıdan alınan onaya uygun olması temel şarttır. Önemli olan diğer hususlar aşağıda belirtilmiştir:

 

  • Ticari elektronik iletinin başlığında veya içeriğinde; tacirler için MERSİS numarası ve ticaret unvanına, esnaflar için adı ve soyadı ile T.C. kimlik numarasına yer verilir. Burada sayılanlar emredici nitelikte olduğundan bu bilgilerin kesinlikle verilmesi gereklidir.
  • Kısa Mesaj gibi sınırlı bir alanda kullanılıyorsa Tacirler için sadece MERSİS numarasını vermek yeterlidir. Fakat Esnaflar için Ad- Soyad ve TC no’yu vermek yine zorunludur.
  • İletinin içeriğinde Gönderene ulaşılabilecek telefon, kısa mesaj, e-posta gibi bir bilgiye mutlaka yer verilmelidir.
  • Ticari elektronik iletinin niteliği içeriğinden açık bir biçimde anlaşılamıyorsa tanıtım, kampanya ve bilgilendirme gibi niteliği belirleyici bir ibareye yer verilir. Bu ibare; kısa mesaj yoluyla gönderilen iletilerde iletinin başlangıcında, elektronik posta yoluyla gönderilen iletilerde konu bölümünde, sesli aramalarda ise görüşmenin başlangıcında belirtilir.
  • İletinin içeriğinde bir promosyon ya da yarışma gibi bir durum olması halinde bu husus açıkça belirtilir. Promosyonların geçerlilik süresi ve Alıcının bunlardan faydalanmak için yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülüklere ilişkin şartlar, açık ve şüpheye yer vermeyecek şekilde, bu hususlara özgülenmiş bir URL adresi veya müşteri hizmetleri numarası gibi kolay bir şekilde ulaşılabilecek yöntemlerle sunulur.

 

 

 

 

  1. Alıcının İletiyi Reddetme Hakkı

Gönderilen her Ticari elektronik iletinin içinde mutlak surette ret/çıkış yani ileti almaktan vazgeçme hakkı Alıcıya sağlanmalıdır. Çıkış hakkı sağlanmadan gönderilen iletiler hem Kanun’a hem de Yönetmelik’e aykırı olarak değerlendirilmektedir. Çıkış hakkında ilişkin önem arzeden noktalar aşağıda verilmiştir:

 

  • Alıcı’nın ret hakkında bir gerekçe göstermesi gerekli değildir.
  • Alıcı hangi iletişim kanalından ret bildiriminde bulunduysa o iletişim kanalına ilişkin veri tabanından çıkarılması gerekir. Örneğin, SMS için ret bildiriminde bulunan bir Alıcıya bir daha SMS gönderilmesi mümkün değilken aynı kişiye e-posta ile ileti göndermek mümkündür.
  • İleti hangi kanal ile gönderilmişse o kanala özgü bir ret hakkı tanınması gereklidir. Örneğin, SMS ile gönderilen bir iletide yine SMS ile çıkış hakkı verilmelidir. SMS ile gönderilen bir iletide çıkış hakkı için müşteri hizmetlerine yönlendirmek Yönetmelik’e aykırı bir davranış olur.
  • Ret bildirimi Gönderene ulaştıktan sonra 3 iş günü içerisinde ilgili veri tabanında Alıcının iletişim adresi çıkarılır.
  • Gönderenin tabi olduğu mevzuat gereğince Alıcıya göndermesi zorunlu iletiler varsa, Alıcının ret bildiriminde bulunması bu türden zorunlu gönderimleri engellemez.

 

  1. Aracı Hizmet Sağlayıcı ve Sorumlulukları

Kanun’da Aracı hizmet sağlayıcı tanımına bakıldığında pazar yeri iş modeli ile çalışan e-ticaret şirketleri anlaşılıyor gibi gözükse de Yönetmelik kapsamında Aracı hizmet sağlayıcı olarak, Ticari elektronik iletinin oluşturulabilmesi, gönderilebilmesi, alınabilmesi, depolanabilmesi ve Alıcıların bilgilerinin saklanabilmesi ve işlenebilmesi için gerekli olan yazılım, donanım ile veri tabanı ve yönetim sistemini sağlayan kişi ya da kurumlar karşımıza çıkmaktadır:

 

  • Hizmet sağlayıcılar doğrudan kendileri Ticari elektronik ileti gönderebilecekleri gibi gönderimlerini Aracı hizmet sağlayıcılar vasıtasıyla da yapabilirler. Aracı hizmet sağlayıcılar, Hizmet sağlayıcı tarafından oluşturulan içeriğin gönderimini yapar ve gönderilen içeriğinin hukuka uygun olup olmadığının denetimini yapmaktan sorumlu değildir.
  • Aracı hizmet sağlayıcılar Yönetmelik kapsamında Hizmet sağlayıcılara getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik imkanı sağlamakla mükelleftir. Örneğin, Gönderen Tacir’in MERSİS numarasının ileti içinde belirtilmesi zorunlu kılındığından Aracı hizmet sağlayıcı ileti oluşturulurken MERSİS numarasının yazılması gerekli bir alanı da gönderene sunmakla mükelleftir.
  • Aracı hizmet sağlayıcı gönderimine aracılık ettiği iletinin içinde kendisine ait marka adı, işletme adı ya da ticaret unvanı bilgilerinden en az birine yer vermek zorundadır.
  • Aracı hizmet sağlayıcı başkaları adına, onların mal ve hizmetlerini tanıtmak, pazarlamak ya da işletmesini tanıtmak amacıyla ticari elektronik ileti göndermek için onay alamaz.

 

  1. Kişisel Verilen Korunması

Hizmet sağlayıcı ve Aracı hizmet sağlayıcı, bu Yönetmelik çerçevesinde yapmış olduğu işlemler ve sunduğu hizmetler nedeniyle elde ettiği verilerin, ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla muhafazasından ve hukuka aykırı olarak bunlara erişilmesini ve işlenmesini önlemek amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasından sorumludur. Kişisel verilerin; üçüncü kişilerle paylaşılabilmesi, işlenebilmesi ve başka amaçlarla kullanılabilmesi için ilgili kişiden önceden onay alınması gerekir.

 

  1. İspat Yükümlülüğü ve Kayıtların Saklanması

Yönetmelik’e göre şikayet konusu işlemlerde ispat yükümlülüğü Hizmet sağlayıcıya ve/veya Aracı hizmet sağlayıcıya aittir. Hizmet sağlayıcı ve/veya Aracı hizmet sağlayıcı onay kayıtlarını, onayın geçerliliğinin sona erdiği tarihten itibaren 1 yıl, ticari elektronik iletilere ilişkin diğer kayıtları ise kayıt tarihinden itibaren yine bir yıl süreyle saklar. Talep edilmesi halinde bu kayıtlar Bakanlığa sunulur.

 

Bu hüküm, Bakanlığın, olası denetimlerde Hizmet sağlayıcıdan bilgi isteyebileceği gibi, ilgili iletinin gönderimini yapan Aracı hizmet sağlayıcıdan da bilgi istemesinin önünü açmıştır. Kayıt saklama sürelerinin 1 yıl olması nedeniyle Hizmet sağlayıcı ve Aracı hizmet sağlayıcıların maliyetlerinin artması kaçınılmaz gözükmektedir.

 

Yönetmelikte yer alan şikayet ile ilgili kısımlara, standart prosedür tanımlanmış olduğundan bu bilgi notunda yer verilmemiş olup ilgilenenler için bu linke tıklanarak (http://www.bb-legal.com/uploads/2015/07/Ticari_Iletisim_ve_Elektronik_Iletiler_Yonetmelik.pdf)  Yönetmelik tam metnine ulaşılarak 14-15-16-17 numaraları maddeleri incelenebilir.

E-Ticaret Kanunu Neler Getiriyor?

Bu yazımda uzun süredir beklenen E-Ticaret Kanunu’nun detaylarını ele aldım. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Kanun’un birçok maddesinden ne yazık ki tam olarak ne kastedildiği anlaşılamamaktadır. Kanun kapsamında 2 yönetmelik çıkacağını anlıyoruz. Umarız ki bu yönetmelikler çıktıktan sonra aklımızda soru işareti bırakan bu konular da aydınlanmış olur.

E-Ticaret Kanunu her türlü elektronik ticareti kapsayan çatı bir metindir. Yani B2C, B2B ve C2C bağlamda e-ticaret yapan tüm gerçek ve tüzel kişiler bu kanunun kendilerine uygulanabilir yükümlülüklerini yerine getirmekle mükelleftir.

Net olan şu ki Kanun’un yürürlük tarihi olan 01.05.2015 sonrasında ön onay alınmaksızın elektronik yollarla pazarlama faaliyeti yapılması büyük sorun olacak ve Alıcı’dan ön onay almadan ticari elektronik ileti gönderenler hakkında idari para cezaları verilecek.

Aşağıda tüm kanun maddelerini herkesin incelemesi açısından tek tek verdim. Maddelerin altlarında da “Uygulama” başlıklı kısımda maddeden ne anlaşıldığını, “Eleştiri” başlıklı kısımda da madde ile ilgili potansiyel anlaşılmayan noktaları yazdım.

Yönetmelikler çıkmadan bu kanunu tam olarak anlamamız ne yazık ki mümkün olmayacak. Umarım yürürlük tarihi olan 01.05.2015’ten evvel bu yönetmelikler yayımlanır ve tüm sektör hazırlıklarını önünü görerek yapabilir. Okumaya devam et “E-Ticaret Kanunu Neler Getiriyor?”