Bir süredir E-Ticaret ile ilgili herkesin haberdar olduğu ve yasalaşmasını beklediği Elektronik Ticaret Yasa Tasarısı kanunlaşmak için gün sayıyor. Bu nedenle bu tasarı hakkında yazmanın gerekli ve faydalı olacağını düşünüyorum. Tasarı hakkında tek bir yazının yeterli olmayacağı düşüncesiyle başkaca yazılar da yakın zamanda burada yer alacak. Bu yazıları mümkün olduğunda basit ve anlaşılır bir şekilde, uygulamaya dönük olarak kaleme almaya çalıştım.
Tasarı E-Ticaret Kanun Tasarısı olarak biliniyor. Tam adı ise “ Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı” dır. Aslında Aralık 2010’da meclise gönderilmiş olmasına karşın gündemde kendine yer bulamaması nedeniyle Ekim 2011’de tekrar Meclise gönderilmiş ve komisyonlarda bu tarihten sonra görüşülmeye başlanmıştır. Geçtiğimiz günlerde Alt komisyondan da geçerek Meclis gündemine alınmaya hazır hale gelmiştir. Yani Meclis gündemine alınması bir kanun tasarısı için artık son adım olup burada da kabul edildikten sonra Cumhurbaşkanı Tarafından Resmi Gazete’de yayımlanır ve yürürlüğe girer. Bu kısımda daha fazla teknik hukuki bilgi verip kafa karıştırmayalım. Geçelim tasarının maddelerini inceleyerek önemli maddelerini gözlemlemeye.
Tasarı 14 Madde ve 1 geçici maddeden oluşmaktadır. İlk madde Kanun’un amaç ve kapsamı maddesi olup incelenmesi gereken bir madde değildir. Hem okuyuculara kolaylık olması hem de tasarı maddelerini bir arada görebilmeleri adına önce madde metinlerine yer verip ardında maddeler hakkında yorumlarımı paylaşacağım. İtalik olarak yazanlar tamamen Tasarıdan alınan maddelerdir. Maddelerin bazı kısımları benim tarafımdan dikkat çekmek için kalın fontlarla belirtilmiştir.
Tanımlar
MADDE 2– (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakanlık: Sanayi ve Ticaret Bakanlığını,
b) Bilgi toplumu hizmetleri: Fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, bedelli ya da bedelsiz olarak elektronik ortamda yerine getirilen çevrim içi hizmetleri,
c) Elektronik ileti: Telefon, faks, otomatik arama makineleri, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve doğrudan pazarlama, reklam, tanıtım, promosyon, yardım ve bağış toplama, araştırma, inceleme, propaganda veya cinsel içerik iletimi gibi amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri,
ç) Elektronik ticaret: Fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, elektronik ortamda gerçekleştirilen ticari faaliyetleri,
d) Hizmet sağlayıcı: Bilgi toplumu hizmeti sağlayan gerçek yada tüzel kişileri,
e) Ticari iletişim: Alan adları ve elektronik posta adresi dışında mesleki veya ticari faaliyet kapsamında kazanç sağlamaya yönelik olarak elektronik ticarete ilişkin her türlü iletişimi,
ifade eder.
Tasarının 2. Maddesinde; yukarıda gördüğünüz terimlerin tanımlamaları yapılmıştır. Ayrıca bu maddede Bakanlık olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı denilmektedir. Muhtemelen Meclis Genel Kurul’unda Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak düzeltilecektir. Malum Bakanlık isimleri değiştiği için artık Sanayi ve Ticaret Bakanlığı adında bir birim kalmadı.
İleride değineceğim üzere tanımlamalar kısmında yer almayan fakat kanun metninden ne maksada geldiğini tam olarak anlayamadığımız birkaç terim mevcut. Bunların da tanımlar kısmında yer alarak tam olarak ne kastedildiğinin belirtilmesinde fayda görüyorum.
Burada bizim için en önemli yorum, elektronik ortamda bir şekilde hizmet veren tüm gerçek ve tüzel kişilerin bu kanun kapsamına girmiş olmasıdır. Buna elektronik ileti gönderen bankalardan, internet üzerinden satış yapan şirketlere kadar çok geniş bir kitle dahil olacaktır.
Bilgi verme yükümlülüğü
MADDE 3– (1) Hizmet sağlayıcı, elektronik iletişim araçlarıyla bir sözleşmenin yapılmasından önce;
a) Ticari ve mesleki faaliyetlerine ilişkin bir sicil numarası, böyle bir sicil numarası yoksa kendisinin tanınmasını sağlayacak diğer bilgileri,
b) Sözleşmenin kurulabilmesi için izlenecek teknik adımlara ilişkin bilgileri,
c) Sözleşme metninin sözleşmenin kurulmasından sonra, hizmet sağlayıcı tarafından saklanıp saklanmayacağı ile bu sözleşmeye alıcının erişiminin mümkün olup olmayacağı ve bu erişimin ne kadar süreyle sağlanacağına ilişkin bilgileri,
ç) Veri girişindeki hataların açık ve anlaşılır bir şekilde belirlenmesine ve düzeltilmesine ilişkin teknik araçlara ilişkin bilgileri,
d) Uygulanan gizlilik kuralları ve varsa alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmalarına ilişkin bilgileri,
sunar.
(2) Hizmet sağlayıcı, varsa mensubu olduğu meslek odası ile ilgili davranış kurallarını ve bunlara elektronik olarak ne şekilde ulaşılabileceğini belirtir.
(3) Tarafların tüketici olmadığı hallerde birinci ve ikinci fıkralardaki düzenlemelerin aksi kararlaştırılabilir.
(4) Hizmet sağlayıcı, sözleşme hükümlerinin ve genel işlem şartlarının, alıcı tarafından saklanmasına imkan sağlar.
(5) Birinci ve ikinci fıkralar, münhasıran elektronik posta yoluyla veya benzeri bireysel iletişim araçlarıyla yapılan sözleşmelere uygulanmaz.
Bu madde ile Hizmet Sağlayıcının elektronik ortamda bir sözleşme kurulmadan evvel tüketicilere vermesi gereken bilgiler belirtilmektedir. Fakat hali hazırdaki 5651 Sayılı yasa ve 4077 Sayılı Tüketici Kanunu ve ilgili yönetmelikler zaten bu bilgilerin neredeyse tamamının verilmesi gerektiğini açıkça hükme bağlamaktadır. Hatta bu tasarı metninden bazı hususların sanki Hizmet Sağlayıcının inisiyatifine bırakıldığı anlamı çıkmasına rağmen tüketici mevzuatında bu konular Hizmet Sağlayıcının mutlaka uyması gereken zorunluluklar olarak belirlenmiştir. ÖRN; Satış anında kurulan Mesafeli Satış Sözleşmesi ve ön bilgilendirme formu 3 yıl boyunca Tüketici’nin erişebileceği şekilde saklanmak zorundadır.
Bu kanunu yorumlarken mutlaka diğer özel kanunlardaki hükümleri de dikkate almak gerekir. Tabi şunu da belirtmek gerekir ki bu kanun yürürlüğe girdikten sonra kanunun uygulamasını gösterir bir yönetmelik hazırlanacak. Büyük ihtimalle kanundaki bu eksikler yönetmelikte tamamlanacaktır. Ayrıca hem bu madde kapsamında hem de aşağıda göreceğiniz üzere başka maddelerde Karşı Tarafın Tüketici olup olmaması önemli bir ayrım noktasıdır. Karşı Taraf tüketici ise çok daha katı şekilde kurallar uygulanacak ama karşı tarafın tüketici olmadığı durumlarda Hizmet Sağlayıcıya büyük esneklikler ve imkanlar tanınabilecektir.
Sipariş
MADDE 4– (1) Alıcının, siparişini elektronik iletişim araçlarıyla vermiş olması halinde aşağıdaki esaslar geçerlidir:
a) Hizmet sağlayıcı, siparişin onaylanması aşamasında ve ödeme bilgilerinin girilmesinden önce, ödeyeceği toplam bedel de dahil olmak üzere, sözleşmenin şartlarının alıcı tarafından açıkça görülmesini sağlar.
b) Hizmet sağlayıcı, alıcının siparişini aldığını gecikmeksizin elektronik iletişim araçlarıyla teyit eder.
c) Sipariş ve siparişin alındığının teyidi, tarafların söz konusu beyanlara erişiminin mümkün olduğu anda gerçekleşmiş sayılır.
(2) Hizmet sağlayıcı, sipariş verilmeden önce alıcıya, veri giriş hatalarını belirleyebilmesi ve düzeltebilmesi için uygun, etkili ve erişilebilir teknik araçları sunar.
(3) Tarafların tüketici olmadığı hallerde birinci ve ikinci fıkralardaki düzenlemelerin aksi kararlaştırılabilir.
(4) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri ile ikinci fıkra, münhasıran elektronik posta yoluyla veya benzeri bireysel iletişim araçlarıyla yapılan sözleşmelere uygulanmaz.
Tasarı’nın 3. Maddesinde sipariş öncesindeki yükümlülükler sayılmıştı. Sipariş başlıklı 4. Maddesinde ise artık hukuken sözleşmenin kurulduğu aşamaya yönelik hükümler belirlenmiştir. Zaten hali hazırda olduğu gibi Hizmet Sağlayıcı, Tüketici siparişi tamamlamadan evvel ödeyeceği masraf ve vade gibi detaylar da dahil toplam bedeli görecek ve ondan sonra siparişi tamamlayacaktır. Siparişin tamamlanması anında Hizmet Sağlayıcı tarafından GECİKMEKSİZİN, bir e-posta ya da kısa mesaj gibi bir elektronik iletişim vasıtası aracılığıyla siparişin alındığı tüketiciye bildirilmelidir. Madde metninde geçen GECİKMEKSİZİN ifadesi yoruma açık bir ifadedir. Örneğin; ertesi gün bu teyidin gönderilmesi durumunda gecikilmiş olunacak mıdır? Bu da kanunda net olarak belirtilmemiştir. Ama benim tavsiyem sipariş Hizmet Sağlayıcının veri tabanına işlenir işlenmez bir e-posta (ya da SMS) ile Tüketiciye teyidin yapılmasıdır.
Bu maddeyi okuyunca yine görüyoruz ki Karşı tarafın tüketici olmadığı durumda burada yazanlardan daha farklı bir sistem kararlaştırılması mümkündür.
Ticari iletişime ilişkin esaslar
MADDE 5– (1)Ticari iletişimde:
a) Ticari iletişimin ve bu iletişimin adına yapıldığı gerçek ya da tüzel kişinin açıkça belirlenebilir olmasını sağlayan bilgiler sunulmalıdır.
b) İndirim ve hediye gibi promosyonlar ile promosyon amaçlı yarışma veya oyunların bu niteliği açıkça belirlenebilmeli, bunlara katılımın ve faydalanmanın şartlarına kolayca ulaşılabilmeli ve bu şartlar açık veya şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlaşılır olmalıdır.
Bu madde de önemli maddelerden biridir. Buna göre artık bir elektronik ileti gönderen Kişinin mutlaka kendisine ilişkin tanıtıcı bilgileri de aynı ileti içinde göstermesi gereklidir. Yani tüzel kişi ise açıkça ticari unvanı, adresi, telefonu gibi bilgileri yazılmalı, gerçek kişi ise ad soyad, adres telefon gibi bilgileri mutlaka iletinin içine konulmalıdır. Bu madde ile birlikte artık nereden ya da kimden geldiği belirli olmayan iletiler son bulacaktır. Ayrıca gönderilen iletinin içeriğinden ne maksatla gönderildiği de net olarak anlaşılmalıdır.
Diğer bir husus da, gönderilen ileti promosyonel bir içerik taşıyorsa, o promosyonun tüm şartlarının açık seçik bir şekilde, alıcıda hiçbir şüpheye yer vermeden anlaşılabilir olmalıdır. Yani örnek vermek gerekirse, 5 arkadaşını davet et 20 TL kazan diye tek satır bir tanıtım mesajı gönderilmesi devri artık kapanacaktır. 20 TL’nin hangi şartlarda hesaba yükleneceği, kaç gün içinde kullanılması gerektiği, en az kaç TL’lik alışverişte geçerli olduğu gibi tüm şartları açıkça belirtilmelidir.
Ticari elektronik ileti gönderme şartı
MADDE 6– (1)Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabilir.
(2) Esnaf ve tacirlere önceden onay almaksızın ticari elektronik iletiler gönderilebilir.
Belki de bu Tasarının en dikkat çekici maddesi 6. Maddedir. Medyada sıklıkla “İzinsiz mesaj gönderimi bitiyor” başlıklı haberlere yer verildiği için hemen hemen herkes bu maddeden haberdar.
Bu madde Avrupa Birliği direktiflerine uygun olarak bir kimseye rızası olmadan elektronik ileti gönderilmesini yasaklamaktadır. Buna göre bir tüketiciye elektronik bir ileti gönderilmesi için o kişinin yazılı olarak ya da her türlü elektronik iletişim araçları vasıtasıyla onayı alınmış olmalıdır. Bu her türlü iletişim aracı kapsamına kısa mesaj, e-posta, faks, telefon gibi ri çok şey girmektedir. Yazılı olarak da bu onay alınabilecektir. Yani bir mağazaya gittiğinizde tezgahtar artık size bu tarz bir onay formu imzalatmaya çalışırsa hiç şaşırmayın.
E-Ticaret sektörüne yakın olan herkesin bildiği üzere dünya üzerinde bu tür elektronik ileti gönderme kapsamında uygulanan iki yol vardır;
- “Opt-out” Yani alıcının ilk elektronik iletiden sonra reddetme hakkı
- “Opt-in” Yani ilk elektronik iletinin dahi önceden alıcının izni alınması koşuluyla gönderilmesi
ABD ve Uzak Doğu’da Opt-out sistemi kullanılmaktayken, Avrupa’da Opt-in sistemi hakimdir. Biz de Avrupa Birliği direktiflerine uyumu sağlamak için Opt-in sistemini seçmiş bulunuyoruz. Sonuç olarak bir tüketiciye ticari bir e-posta ya da sms göndermek isterseniz mutlaka önceden izin alması yani sizin veri tabanınıza kendi isteğiyle kaydolmuş olması şarttır. Buna uygun davranmayanlar hakkındaki cezaları 12. Madde’de göreceğiz.
6. madde de yine tasarının genelinde olduğu gibi Tüketici ve tacir ayrımı göze çarpmaktadır. Buna göre tüketicilere ileti gönderirken ön izin şart olmasına karşın tacir ya da esnaflara elektronik ileti gönderirken ön izin almaya gerek yoktur. Yani Tasarı, esnaf ve tacirler için Opt-out sistemini kabul etmiştir. İleti gönderilir ve alıcı almak istemez ise sistemden çıkar. Tabi burada akla gelen bir başka sorun da Örneğin; çalıştığınız şirketin web sitesi uzantılı e-posta adresine izinsiz ileti gelip gelemeyeceği sorusudur. Kanun’a bakıldığında bu tür ticari uzantılı e-posta adreslerine izinsiz ileti gönderimi mümkün gözükmektedir. Burada hukuki bazı tartışmalar da çıkması mümkündür. Ama daha derin hukuki tartışmalara girip kafalar karıştırmak istemiyorum.
Ticari elektronik iletinin içeriği
MADDE 7– (1)Ticari elektronik iletinin içeriği alıcıdan alınan onaya uygun olmalıdır.
(2) İletide, göndericinin tanınmasını sağlayan bilgiler ile haberleşmenin türüne bağlı olarak telefon numarası, faks numarası, kısa mesaj numarası ve elektronik posta adresi gibi erişilebilir durumdaki iletişim bilgileri yer alır.
(3 )İletide, haberleşmenin türüne bağlı olarak, iletinin konusu, amacı ve başkası adına yapılması halinde kimin adına yapıldığına ilişkin bilgilere de yer verilir.
Gönderilen ticari iletinin içeriğinin önceden alınan izinle uygun olması şarttır. Örneğin; ABC markasının ticari iletilerini almak üzere onay verdiyseniz XYZ markasına ait bir ticari iletinin size gönderilmesi mümkün olamayacaktır. Ayrıca iletiyi gönderen gerçek ya da tüzel kişinin erişim bilgileri de iletinin içinde yer almalıdır.
Bir başka önemli nokta da iletinin konu ve amacının ve başkası adına gönderilmiş ise gönderen kişinin bilgileri de verilmelidir. Bu madde ile Alıcı’nın iletiyi açmadan onun kimden ve ne konuda geldiğini görüyor olmasını sağlamaktadır.
Alıcının ticari elektronik iletiyi reddetme hakkı
MADDE 8– (1)Alıcılar diledikleri zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilir.
(2) Gönderici, ret bildiriminin, elektronik iletişim araçlarıyla kolay ve ücretsiz olarak iletilmesini sağlamakla ve gönderdiği iletide buna ilişkin gerekli bilgileri sunmakla yükümlüdür.
(3) Talebin ulaşmasını müteakip gönderici, üç iş günü içinde alıcıya elektronik ileti göndermeyi durdurur.
İzin alınan ya da esnaf ya da tacir olması nedeniyle izinsiz gönderilen her türlü ileti içinde Alıcı’nın rahat, kolay ve ücretsiz olarak Hizmet Sağlayıcıdan ileti almayı reddetmesine imkan verilmelidir. Yani Alıcı o veri tabanından nasıl çıkacağını gönderilen ileti de görmek ve serbestçe kullanmak hakkında sahiptir. ÖRN; Bir e-posta gönderilmişse açıkça görülür bir şekilde o veri tabanından çıkmaya yarayan bir link belirtilmeli, bir kısa mesaj söz konusu ise bir numara belirtilerek o kısa mesajları artık almama yolu Alıcı’ya gösterilmelidir.
Yukarıda Tanımlar başlıklı 2. Maddeye ilişkin yorumlarımı yazarken tanımlar kısmında olması gereken bazı hususlardan bahsetmiştim. İşte bir tanesi 8. Madde’de geçen “GÖNDERİCİ” ibaresi. Bu ibare ile Hizmet Sağlayıcı mı kastedilmekte yoksa sadece ileti gönderilmesinde aracılık eden bir başka gerçek ya da tüzel kişi mi işaret edilmektedir? Bu husus ne yazık ki tasarı metninden anlaşılmıyor. Tasarı’nın gerekçesinde de bu durumla alakalı bir açıklama bulunmuyor. Bu husus aslında oldukça önemlidir. Eğer bir başka gerçek ya da tüzel kişi olarak yorumlayacak isek o kişinin de kanun kapsamında sorumlu olduğu aksi halde cezai yaptırımlara maruz kalacağı sonucuna varılır. Bu belirsiz ve sıkıntılı durum umarım tasarı mecliste görüşülürken dikkate alınır ve giderilir. Benim buradan anladığım Göndericinin farklı bir kişi olmadığı yani Hizmet Sağlayıcı terimi yerine hataen kullanılmış olduğudur.
Ön belleğe almadan dolayı sorumluluk
MADDE 9– (1)Bilgi toplumu hizmetlerinden yararlananlar tarafından sağlanan bilgilerin bir iletişim ağında aktarımına aracılık eden hizmet sağlayıcıları, aşağıdaki bentlerde sayılan hususlara uymaları kaydıyla, sadece daha etkin bir aktarım amacıyla bu bilgilerin ön bellekte otomatik olarak ve geçici bir süreyle saklanmasından dolayı sorumlu tutulamaz.
a) Bu bilgilerde herhangi bir değişiklik yapmamış olması.
b) Bilgiye erişim ve bilgilerin güncellenmesi ile ilgili kurallara uyması.
c) Ön belleğe alma işlemi için teknolojik bir zorunluluk olarak verinin geçici süreyle elde edilmesi işlemi dışında iletişime hukuka aykırı olarak müdahale etmemesi.
ç) Bu bilgilerin asıl kaynağından kaldırıldığını veya idari ya da adli bir yolla erişimin engellenmesi kararı verildiğini öğrendiğinde, bu bilgileri gecikmeksizin ön bellekten kaldırması veya erişimini engellemesi.
Bu madde kapsamında bazı verilerin teknik gereklilikler nedeniyle ön bellekte geçici süreyle saklanabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu teknik bir hüküm olduğundan çok hukuki bir açıklama yapma gereği bulunmamaktadır. Sadece Ön Bellek terimi ile tam olarak ne kastedildiği Tasarı’nın tanımlar metninde açıklanırsa daha iyi olacağı kanaatindeyim. Çünkü ön bellek tabiri ile birkaç farklı husus anlaşılabilmektedir.
Kişisel verilerin korunması
MADDE 10– (1)Hizmet sağlayıcı;
(a) Bu kanun çerçevesinde yapmış olduğu işlemler nedeniyle elde ettiği kişisel verilerin saklanmasından ve güvenliğinden sorumludur.
(b) Kişisel verileri ilgili kişinin onayı olmaksızın üçüncü kişilere iletemez ve başka amaçlarla kullanamaz.
Hizmet Sağlayıcılara getirilen bir diğer yükümlülük de elde edilen kişisel verileri güvenli bir şekilde saklamak ve ilgili kişinin onayı olmadan hiçbir şekilde üçüncü bir kişi ile paylaşmamaktır. Aslında bu hüküm olmasa da kişisel verileri amacı dışında hali hazırda da kullanmak mümkün değildir.
Ayrıca bu verilerin başka amaçlarla kullanılamayacağı da madde kapsamındadır. Acaba buradan kasıt ÖRNEĞİN; Bir e-ticaret sitesi, kullanıcılarının profiline uygun olarak ona çeşitli hizmetler sunmak üzere sahip olduğu verileri işleyerek çeşitli kişiselleştirilmiş hizmetler sunmak amacıyla bir reklam ajansı ile çalışma yürütürse bu durum kanuna aykırı mı olacaktır? Buna net bir cevap vermek mümkün olmamakla birlikte bu durumun e-ticaret sitelerinin kullanıcı sözleşmeleri ile çözülebileceğini düşünüyorum.
Bakanlık yetkisi
MADDE 11– (1)Bakanlık, bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili her türlü tedbiri almaya ve denetimi yapmaya yetkilidir.
(2)Bakanlıkça görevlendirilen denetim elemanları, bu Kanun kapsamında Bakanlık yetkisine giren hususlarla ilgili olarak her türlü bilgi, belge ve defterleri istemeye, bunları incelemeye ve örneklerini almaya, ilgililerden yazılı ve sözlü bilgi almaya yetkili olup, ilgililer istenilen bilgi, belge ve defterler ile elektronik kayıtlarını, bunların örneklerini noksansız ve gerçeğe uygun olarak vermek, yazılı ve sözlü bilgi taleplerini karşılamak ve her türlü yardım ve kolaylığı göstermekle yükümlüdür.
Bu kanunun uygulanmasına yönelik uygulama da tüketici sorunlarında olduğu gibi Bakanlığın her ilde bulunan İl Müdürlükleri vasıtası ile yapılacaktır. Burada çalışan müfettişler şikayetlerle ya da herhangi bir şikâyet olmaksızın kendiliğinden denetimler yaparak kanuna aykırı çalışan Hizmet Sağlayıcılarına müdahale edecek ve gerekli cezaları uygulayacaktır.
Cezai hükümler
MADDE 12– (1)Bu Kanunun;
a) 3 üncü maddesindeki yükümlülüklere, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki yükümlülüklere, 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına veya 7 nci maddesinin birinci fıkrasına aykırı hareket eden hizmet sağlayıcılara bin Türk lirasından beşbin Türk lirasına kadar,
b) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki veya aynı maddenin ikinci fıkrasındaki, 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki veya 7 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarındaki yükümlülüklere aykırı hareket eden hizmet sağlayıcılara bin Türk lirasından onbin Türk lirasına kadar,
c) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki, 8 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarındaki yükümlülüklere aykırı hareket eden hizmet sağlayıcılara ikibin Türk lirasından onbeşbin Türk lirasına kadar,
ç) 11 inci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere ikibin Türk lirasından beşbin Türk lirasına kadar,
idari para cezası verilir.
(2) Bir defada birden fazla kimseye 6 ıncı maddenin birinci fıkrasına aykırı olarak ileti gönderilmesi halinde birinci fıkranın (a) bendinde öngörülen idari para cezası on katına kadar arttırılarak uygulanır.
(3) Bu madde hükümlerine göre idari para cezası vermeye Bakanlık yetkilidir.
Belki de en merak edilen madde, kanuna uygun davranılmadığında ne tür cezalar ile karşılaşılacağı maddesidir. Madde kapsamında detaylı olarak hangi maddeye aykırı davranıldığında ne kadar ceza verileceği yazılmıştır. Buna göre kanuna uymayan gerçek ya da tüzel kişilere bin TL ila 50 Bin TL arasında idari para cezası Bakanlık tarafından verilebilecektir.
Yönetmelikler
MADDE 13– (1)Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler, Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve ilgili diğer kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlık tarafından hazırlanır ve yürürlüğe konulur.
Yukarıda da bahsettiğim üzere kanun kapsamında bir yönetmelik çıkarılacak ve uygulama detayları bu yönetmelik ile belirlenecektir.
Değiştirilen mevzuat
MADDE 14– (1) 8/1/1985 tarihli ve 3143 sayılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının mülga (e) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
e)Elektronik ticarete ilişkin politikalar oluşturmak, elektronik ticaretin gelişmesine ve yaygınlaşmasına yönelik çalışmalar yapmak, ilgili kurumlarla işbirliği yapmak ve koordinasyonu sağlamak ve gerekli tedbirleri almak,’
(2) 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 50 inci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
(5) Abone ve kullanıcılarla, önceden izinleri alınmaksızın otomatik arama makineleri, fakslar, elektronik posta, kısa mesaj gibi elektronik haberleşme vasıtalarının kullanılması suretiyle doğrudan pazarlama, siyasi propaganda veya cinsel içerik iletimi gibi maksatlarla istek dışı haberleşme yapılamaz. Abone ve kullanıcılara, verdikleri izni geri alma hakkı kolay ve ücretsiz bir şekilde sağlanır.’
(3) 5809 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
(6) Bu Kanunun 50 nci maddesinin beşinci fıkrasına aykırı hareket edenlere onbin Türk lirasından yüzbin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir.’
Bu madde ile de bazı kanunların bir takım maddeleri Tasarıya uyum sağlamaları açısından değiştirilmiştir.
Onay alınarak oluşturulan veri tabanları
GEÇİCİ MADDE 1– (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, ticari elektronik ileti gönderilmesi amacıyla onay alınarak oluşturulmuş olan veri tabanları hakkında 6 ıncı maddenin birinci fıkrası uygulanmaz.
Bu madde ile bir soru işareti de giderilmiş ve Tasarı’nın kanunlaşmasından önce Alıcıların onayı ile oluşturulan veritabanları için Alıcılardan yeniden izin alınması gerekmediği hükme bağlanmıştır.
Yürürlük
MADDE 15: (1) Bu kanun yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 16: (1) Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür
Bu son iki madde de kanunun yürürlük yani hangi tarihten itibaren geçerli olacağı ve kanunun Bakanlar Kurulu tarafından uygulamaya konulacağını belirtmektedir. Madde 15’te Kanunun Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra 6 ay sonra uygulamaya konması yazılıdır. Eğer bu şekilde yasalaşırsa Tasarı Kanun haline döndükten sonra ilgililerin hazırlık yapabilmesi için 6 aylık bir süreleri olacaktır.
Elbette kanun maddeleri yeterli de olsa yetersiz de olsa uygulama aslolandır. Tasarı yasalaştıktan sonra hep birlikte hem E-Ticaret şirketlerinin, hem tüketicinin hem de denetimden sorumlu Bakanlığın ne şekilde hareket edeceğini hep birlikte göreceğiz.
Merhaba,
Blogunuzu zevkle takip ediyorum.
Merak ettiğim bi konu var. Bu kanun henüz geçerli hale gelmedi. Bu sebeple açmış olduğumuz e-ticaret sitesinde mesafeli satıl sözleşmesi koymadık diyelim. Daha vaktimizin olduğunu düşünerek tabiki. Ceza almamız söz konusu mudur? Yoksa şuanki kanunda da mesafli satış sözleşmesi konulması şart mıdır?
Teşekkür ederim…
Merhaba Burak Bey;
Mevcut Tüketici Kanunu ve ilgili yönetmelikler uyarınca mesafeli satış sözleşmesi ve ön bilgilendirme formunu şu anda kullanıyor olmanız gerekli. Aksi halde olası bir denetimde bu belgeler konulmadan yapılan her satış başına para cezası yeme ihtimaliniz var. Bu konu için “Ön Bilgilendirme Formu ve Mesafeli Satış Sözleşmesi” başlıklı yazımı incelerseniz daha detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Merhaba, ben İngiltere’de bilişim hukuku mastrı yapmaktayım ve E-Ticaret konusu lisans konularımdan biri. O yüzden bugüne kadar edindiğim bilgiler ışığında birkaç yorum yazmak istedim.
Bu Kanun Tasarısı’nı elimdeki Avrupa Birliği E-Ticaret Direktifi (EU E-Commerce Directive (2000/31/EC) ) ” ile karşılaştırıyordum. Henüz detaya inemedim fakat ilk izlenimlerimi yazmak istiyorum.
Genel itibariyle hükümlerin birebir tercüme olduğunu görüyorum ve bu da çok karmaşık ifadelere sebep olmuş diye düşünüyorum. Kelimesi kelimesine çeviriler asla sağlıklı olmuyor.
Bir çarpıcı fark ise, sayılan hükümlere uyulmadığı takdirde ne gibi yaptırımlar uygulanacağı Avrupa Birliği Direktifinde yok ve bu en çok tartışılan açıklıklarından biri olarak görülmekte. Türkiye ise yaptırımları belirtmiş; bu da muhtemelen kanunun bir “tavsiye” olmaktan öteye geçmesini sağlar (zira E-Commerce Directive’in bazı hükümleri bir anlamda E-Tircaret sitelerine tavsiyele nezdinde olabilir diye yorumlanmakta) . Gözüme ilk çarpan fark buydu.
Bir de, Tasarı’nın 4.Maddesinin (c) bendinde yer alan “Sipariş ve siparişin alındığının teyidi, tarafların söz konusu beyanlara erişiminin mümkün olduğu anda gerçekleşmiş sayılır.” maddesinde, EU E-Commerce Directive’de de gözümüze çarpan “erişilebilirlik” esası alınmış. Avrupa’da sözü geçen “erişilebilirlik” bakımından da tartışmalar var, ne zaman “erişilebilir” sayılacağıyla ilgili açıklık olmaması gibi konularda. Sipariş verme (ve dolayısıyla sözleşmenin ne zaman kurulduğu) konusunda hangi kuralın uygulanacağı konusunda açıklık olmaması tartışılıyor. Bu konuda da Avrupa’nın UNCITRAL Elektronik Ticaret Model Hukuku’nu (UNCITRAL Model Law on E-Commerce) esas almadığından bahisle tartışmalar ve eleştiriler var. Biz ise bu tartışmalı haliyle almışız düzenlemeyi.
Kısacası, daha şimdiden eleştirilecek ve tartışmalara mahal olacak bir düzenleme gibi görünüyor, zira örnek alınan model zaten sorunlu.
Hatalarımı ve eksiklliklerimi düzeltmenizi rica ederim.
Teşekkürler.
elif hanım almış olduğunuz eğitimlerden dolayı size sormak istediklerim var lütfen mail yoluyla iletişime geçebilirmisiniz teşekkürler omerulker.net@gmail.com
Çok teşekkür ederim. Çok aydınlatıcı bilgiler olmuş. Elinize emeğinize sağlık.
İyi günler,
Genç bir girişimci olarak, e-ticaretin hukuki konularını araştırırken kendimi sitenizde buldum, bütün yazılarınızı teker teker okudum. Hukuki konularda nelere dikkat etmem gerektiğini az çok anladım. Fakat olması gereken bilgi ve belgeleri nasıl oluşturabileceğimizi pek anlamadım. Taktir edersiniz ki şu anki bilgilerimizle bu gerekli belgeleri oluşturmak riskli ve yetersiz olabilir. Sözleşmelerin ve formların hazırlanması aşamasında ne gibi bir yol izlemeliyiz. Kendi başımıza yapabileceğimiz bir şey olmadığını düşünüyorum. Ben ve benim gibi genç girişimci arkadaşlarımız için yol gösterici nitelikte, formların ve sözleşmelerin nasıl hazırlanacağını, varsa hazır taslakların nereden temin edilebileceğini ve hangi sözleşme/form ‘da hangi bilgilerin kesinlikle yazılması gerektiğini anlatan, rehber niteliği taşıyan, eğitici ve ışık tutan bir yazı yazmayı düşünürmüsünüz.
Saygılar…
Merhabalar;
Güzel dileklerini için öncelikle çok teşekkür ederim. Elbette bu belgeleri kusursuz ve eksiksiz bir şekilde, konunun uzmanı olmayan kişilerin hazırlaması oldukça zor. Yakın zaman için bu konuları içeren eğitimler vermeyi planlıyoruz. Eğitim tarihleri belli olunca bunu zaten paylaşırım. Örnek metin koymak konusuna ise çok sıcak bakmıyorum ne yazık ki. Örnek metinler konusunda büyük e-ticaret sitelerini incelemenizi tavsiye ederim. Ürün almadan, satın alma aşamalarını takip ettiğinizde zaten bu metinler karşınıza çıkacaktır. Onlardan işinize uygun olanı alıp gerekirse biraz geliştirerek kullanabilirsiniz.
Saygılarımla
Merhaba,
Yeni kanunda, ürün iadelerinde kargo ücretinin alıcı mı satıcı mı tarafından karşılanacağı konusunda yeni bir bilgi mevcut mudur?
Saygılarımla
Merhabalar;
İade kargo ücreti hususu Tüketici Mevzuatı kapsamında düzenlenen bir durumdur. Tüketici Mevzuatında yakın zamanda bir değişiklik olmadı. İade kargo ücreti mevcut düzenlemelere göre cayma hakkı kapsamında ya da ayıplı ürün kapsamında ise satıcı tarafından karşılanmak durumundadır. Bunun haricinde keyfi bir nedenle iade isteniyorsa o iade bedelini Alıcı karşılar.
saygılarımla
Bizim internet sayfamıza girip e-mail adresini bırakıyor. Sonra ilgili kişiye bülten gönderiyoruz. Ancak oraya e-maili bıraktığını hatırlamaz ise ya da siteye fake olarak yanlışlıkla onun e-mail adresini birisi bıraktıysa ve o kişiye bülten gittiyse… Bu durumda izinli mi yoksa izinsiz mi olacak? Firma için çok zor bir durum değil mi? Her e-mail bırakana 1 daha arayıp sorması mı gerekecek? Bu durumda bizim ne yapmamız gerekiyor? Yorumlarınızı rica ederim.
Teşekkürler
Merhabalar;
E-mail bıraktığında bırakılan be-mail adresine sizin siteminiz bir konfirmasyon maili gönderecek ve bu mailin içinde yer alan link tıklandıktan sonra o mail adresi sizin bülten data base inize kaydedilecek. Bu yolu izlerseniz izinli bir veri tabanı oluşturmuş olursunuz.
merhaba,üretici bir firmanın ürününü birçok site satarken herhangi bir kusuru olmadığı halde bir sitenin ürün satmasını engelleyebilir mi?Ürün tedarikini üretici firmadan yapmıyor olsa dahi.tüm ürün bilgilerini kendisi göndermiş olsa dahi.şimdiden teşeşekkür ederim.
Merhaba;
Sorduğunuz sorunun cevabı hem evet hem de hayır olabilir. Aradaki ticari iişkiyi bilmeden vereceğim cevap yanıltıcı olacaktır.
Merhaba uğur bey. Oncelikle yaptığınız iş icin sizi kutlarım.Size bir sorum olacak. Bu tasarı yürürlüğe girdiğinde mesfeli söz. dair yönetmelik’ in mahiyeti nolucak?Beraber mi kullanılacaklar.Çünkü şu anda anladığım kadarıyla web üzerinden satışlarda bu yönetmelik kullanılıyor.Şimdi bu kanun yürürlük bulduğunda ne olacak?.ozel genel k olup olmadıklarına mı bakacağız?
Merhaba Osman Bey;
Bu tasarı kanunlaştığında dediğiniz gibi MEsafeli SAtışlara DAir Yönetmelik ve E-Ticaret Kanunu birlikte değerlendirilecek. Yönetmelikle kanunla çelişen bir hüküm varsa kanun esas alınacak. Aslında Bu tasarı yürürlüğe girdikten sonra Tüketici Mevzuatının da gözden geçirilmesi faydalı olacaktır. Hali Hazırda Tüketici Kanunu’nun değişmesi zaten gündemde. Hatta bir taslakta geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Bu taslağı detaylı inceleme fırsatım olmadı henüz. Yeni Tüketici Kanunu’nda E-Ticaret Kanun TAsarısı ile bir uyumlaştırma düşünülmüş olacağını sanıyorum.
Cevabiniz için teşekkür ederim. Başarılar…
Merhabalar sitenizi merakla takip edenlerdenim ve yakın zamanda bir proje gerçekleştirmek istiyorum .Acaba bir e-ticaret sitesi kurmak için şirket kurmamız gereklimidir? Veya bunu nasıl bir hukuki zemine oturtabiliriz .Yönlendirmeleriniz için şimdiden teşekkür ederim.Hayırlı günler diliyorum.
Merhabalar Bir eticaret sitesi kurmak için Ltd ya da anonim olarak tabir ettiğimiz türden bir şirket kurmanız şart değil. Şahıs şirketi dediğimiz gerçek kişi olarak sicile kaydolur vergi levhası çıkartarak da işlerinizi yürütebilirsiniz. Şirket kurma kararını yapacağinız işin büyüklüğüne göre almanızı öneririm. Küçük bir başlangıç için şahıs şirketi daha iyi olacaktır.
Gökhan Bey merhabalar,
Yepyeni bir e-alışveriş (altın satış) sitesiyle çok yakında hizmete başlıyoruz. Satış sözleşmesini bitirmek üzereyiz. Herhangi bir açık olmaması ve müşteri mağduriyeti yaşanmaması için kılı kırk yararak maddeleri yazıyoruz. Fakat bir yerde takıldık ve size danışmak istedik.
Sorun şu: Tüketici, belirli tarihli bir hizmet siparişi verdi. Bazı nedenlerden ötürü hizmet gerçekleşmedi. Müşteriye durumu bildirip, parasını iade mi istediğini yoksa her halükarda hizmetin (tarihi geçmiş dahi olsa) ifasını mı istediğinin teyidini almamız gerekiyor. Fakat müşteriye ulaşılamıyor. Ne elektronik postlara cevap veriyor ne de telefonuna. Kendisi de irtibata geçmiyor “Ne oldu bizim sipariş?” diye. Bu arada müşteri, ilelebet irtibata geçmedi ve / veya biz ulaşamadık. Müşterinin bize ödediği ücret ne olacak? birinci sorum. İkinci sorum ise, diyelim ki müşteri 90 gün sonra irtibata geçip, siparişin durumunu sordu. Biz, durumu anlatıp, ücretin alıkonduğunu söylediğimizde ne olur? Böylesi durumlar için, müşteri, ne kadar süre geçerse geçsin hak talep edebilir mi? Yoksa belirli bir süresi var mıdır?
İyi çalışmalar dilerim.
Merhabalar;
İki sorunuzun da ortak cevabı ücretin iadesidir. Kesin tarihli bir hizmet verilememiş ise zaten iade dışında bir alternatif kalmaz.
Diğer türlü de müşteriye ulaşamadık diye parasını alı koyma hakkınız yok. Hangi yolla para size ödendi sie aynı şekilde iade edersiniz